Özet
Multipl miyelom (MM) ve myelodisplasik sendrom (MDS) birlikteliğine nadir rastlanmaktadır. MM tedavisinde kullanılan alkilleyici ajanların bir komplikasyonu olarak MDS gelişimi olabileceği bilinmektedir. Bu yazımızda öncesinde herhangi bir alkilleyici ajan tedavisi ve radyoterapi maruziyeti olmaksızın eşzamanlı MDS ve MM gelişen bir olgumuzu tartıştık. 63 yaşında kadın hasta, ateş ve halsizlik şikâyeti ile kliniğimize başvurdu. Laboratuvar incelemelerinde lökosit: 1.51x 109 / L, hemoglobin: 8 g/l, MCV 85.4 fl., trombosit: 71,000/mm3,total protein: 10.2 g/dl (normal değerler: 6-8,5), albumin: 4 g/dl (normal değerler: 3,5-5)saptandı. Periferik yaymada makrositer- normokrom eritrositler, anizopoikilositoz ve target hücreler izlendi. Hastanın yapılan serum immünfiksasyonunda IG G Lambda monoklonal protein saptandı. Kemik iliği aspirasyon ve biyopsisinde;% 70 atipik plazma hücre infiltrasyonu ve immünhistokimyasal incelemede bu plazma hücrelerinde IG G ve lambda ile pozitif boyanma saptandı.Kemik iliği aspirasyonunda her üç seriye ait öncül hücrelerde displastik değişiklikler ve 14% miyeloblast izlendi. Bu bulgularla hastamıza MM IG G Lambda ve MDS RAEB II tanısı koyduk. Hastaya VCD (Bortezomib, Siklofosfamid ve Deksametazon) kemoterapisi başlandı. MDS ve MM gibi farklı hücrelerden köken aldığı bilinen hastalıkların birlikteliği literatürde de görüldüğü üzere nadir değildir ve pluripotent kök hücre kökenli olduğu fikrini desteklemektedir. Bu olguyu paylaşmamızın nedeni hem literatürün bu görüşünü desteklemek hem de yeni tanı multipl myelom hastalarında görülen sitopenilerde eşlik edebilecek diğer myeloid neoplazilerinde akla getirilmesine dikkat çekmektir.