Özet
GİRİŞ ve AMAÇ
Morbid obezite, tüm dünyada önemli bir sağlık problemi olan multifaktoriyel bir hastalıktır. Bu çalışmada obezite cerrahisinin ülkemizde yeni başladığı yıllarda yapılan konvansiyonel Roux En-Y Tipi Gastrik By-Pass (RYGB) uygulanan hastaların ilk iki senelik takiplerini sunduk.
YÖNTEM ve GEREÇLER
Çalışmamızda 2005-2007 yılları arasında morbid obezite nedeniyle RGYB uygulanan 15 hastaya ait operasyon öncesi ve sonrası veriler restrospektif olarak incelendi. Tüm hastalara ameliyat öncesi ve ameliyattan 1 yıl sonraki dönemde SF-36 Quality Life formu (sağlıkla ilgili yaşam kalitesini ölçen form) ile yaşam kalitesi değerlendirildi.
BULGULAR
Çalışmada 6’sı (% 40) erkek, 9’u (% 60) kadın toplam 15 hastaya ait veriler değerlendirildi. Hastaların yaş ortalaması, tüm olgularda 38±12,90 (24-63) yıl olup erkeklerde 31,5±8,16 (24-46) yıl kadınlarda 42,33±14,02 (26-63) yıl olarak saptandı. Hastaların eşlik eden hastalıklar açısından ameliyat öncesi değerlendirilmelerinde; % 47’sinde (n=7) HT, % 20’sinde (n=3) Tip II DM, % 6,67’sinde (n=1) hipermenore, % 6,67’sinde (n=1) alt ekstremitede venöz ülserler, % 13,34’ünde (n=2) menstrüel siklusta düzensizlik, % 6,67’sinde (n=1) UAS, % 6,67’sinde (n=1) kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), % 20’sinde (n=3) hepatosteatoz mevcut olduğu belirlendi. RYGB uygulanan hastalarda ortalama kilo kaybı ilk 12 ayda yaklaşık 48,2 kg ve ilk 24 aylık periyotta 52,07 kg kaybı tespit edildi.Hastaların postoperatif dönemde vücut kitle indeksi(VKİ) değerlerinin ilk 12 aylık periyotta ortalama 32,16’ya ve ilk 24 aylık periyotta 30,95’ e kadar gerilediği tespit edildi.Kilo kaybına paralel bir şekilde kronik hastalıkların zamanla düzeldiği gözlendi.Post operatif 1.yılda yaşam kalitesinin(SF-36 Quality Life formu ile değerlendirilen) belirgin şekilde arttığı gözlendi(p<0.05)
TARTIŞMA ve SONUÇ
Konvansiyonel RYGB ameliyatı ülkemizde ilk yapılan morbid obezite cerrahilerindendir. Morbid obezite tedavisinde hastaların kilo vermesini ve aynı zamanda obeziteye bağlı gelişen yandaş hastalıkların iyileşmesini sağlayan güvenli bir yöntem olup hastaların yaşam kalitesi üzerinde de anlamlı değişikliğe neden olmaktadır.