Özet
GİRİŞ ve AMAÇ
Bu kesitsel çalışma meme kanseri hastalarında kinezyofobi sıklığının belirlenmesi ve hayat kalitesi ve komorbidite başta olmak üzere yorgunluk, lenfödem, depresyon gibi klinik özellikler ile ilişkisini araştırmayı amaçlamaktadır.
YÖNTEM ve GEREÇLER
Çalışmaya Kasım-Aralık 2020 tarihlerinde Aydın Atatürk Devlet Hastanesi Tıbbi Onkoloji Polikliniği’nde meme kanseri tanısı ile remisyonda izlemde olan 54 kadın dahil edilmiştir. Hastaların tanı anındaki klinikopatolojik özellikleri kaydedildi. Hareketten kaçınma durumu Kinezyofobi Tampa Kinezyofobi Skalası (TKS) ile değerlendirildi. Lenfödem varlığı her iki koldan çap ölçümüleri ile değerlendirildi. Depresyon varlığının araştırılması için Beck depresyon ölçeği (BDÖ), hayat kalitesinin değerlendirilmesi için Avrupa Kanser Araştırma ve Tedavi Organizasyon Grubu (EORTC) hayat kalitesi formu QLQ-C30 (versiyon 3.0) kullanıldı. Komorbiditelerin belirlenmesi için Charlson Komorbidite Indexi (CKI) ve yorgunluk için 10 cm’lik vizüel analog skala (VAS) kullanılmıştır. TKS ile CKI, BDÖ, VAS-yorgunluk, EORTC-30 arasındaki ilişki değerlendirildi.
BULGULAR
Hastaların ortalama yaşı 52.11±11.10 yıl idi. Hastalardan 36’sı (%66,7) TKS skorlarına göre kinezyofobik olarak sınıflandırıldı (TKS>37). Kinezyofobik grupta adjuvan radyoterapi alma oranı anlamlı olarak daha yüksekti. Ayrıca kinezyofobik hastaların EORTC-30 hayat kalitesi anketinin genel sağlık, fiziksel ve duygusal işlev puanları anlamlı olarak daha düşük, maddi zorluk, semptom skalası, BDÖ ve VAS-yorgunluk puanları ise anlamlı olarak daha yüksekti. Lenfödem varlığı, CKI ve diğer klinik parametrelerde fark tespit edilmedi (p>0.05). Maddi zorluk ve semptom skalası dışındaki tüm EORTC QLQ-30 sub-grup skorları ve TKS arasında negatif yönde anlamlı ilişki saptanırken, VAS-yorgunluk, BDÖ, EORTC QLQ-30 semptom skalası ve maddi zorluk puanları ile anlamlı pozitif ilişki gözlendi. TSK ile CKI arasında ilişki bulunmadı.
TARTIŞMA ve SONUÇ
Kinezyofobi meme kanseri hastalarında oldukça sık görülmekte olup hayat kalitesi, depresyon ve yorgunlukla ilişkili bulunmuştur. Hastaların bu konuda biligilendirilip daha aktif bir hayat tarzı için motive edilmesi yararlı olabilir.